“Evliliğinde kocasına böbreğini veren davacı eş, şiddetli geçimsizlik nedeniyle açtığı boşanma davasında böbreğini geri istiyordu.”
Son günlerde bir haber ile sarsıldık. Evliliğinde kocasına böbreğini veren davacı eş, şiddetli geçimsizlik nedeniyle açtığı boşanma davasında böbreğini geri istiyordu. Dava yargılama aşamasında olduğu için somut olayla ilgili yorum yapmayarak takdiri Yüce Türk Adaletine bırakacağım. Fakat benzer taleple yurt dışında açılan davalardan bahsetmek isterim.
Şiddetli şekilde geçinemiyoruz yakınmasıyla açılan davalar da genellikle tarafların her ikisi de haksızlığa uğradıklarını düşünürler. Kusuru çok açık belli olan taraf dahi kendince haklı olduğuna inanır ve yargılama süresince mücadelesini verir. Maddiyata dayalı isteklerin içeriğini manevi yıpranmışlıklar, yaşanacak maddi kayıplar,çekilen acı ve ızdıraplar v.s oluşturur.
Birkaç yıl önce ABD de boşanma davası açan koca kendisini terk eden karısından, evlilik sırasında verdiği böbreğine karşılık olarak yüklüce bir tazminat talep etmişti. Davacı koca hayatını tehlikeye atarak bir organını eşine vermesine rağmen eşinin kendisini terk etmesini bir türlü hazmedemiyordu. Eşi , sayesinde diyalizden kurtulmuş, sağlıklı bir birey haline gelmişti.
Son derece insani olan bu duygunun yanında, gözden kaçırılmaması gereken, asıl olan evlilikte yaşanan hayatın çekilmez hal alıp almadığıdır. Böbreğini veren eş, bir organını eşi için vermesine rağmen hayatı yine eşi için çekilmez hale getiriyorsa , evlilik birliğine yakışmayan tavırlar sergiliyorsa kısaca organ alan eşe cehennem hayatı yaşatıyorsa burada çok ciddi sorunlar var demektir. Tek bir organ bu evliliği kurtarmaya yetmez.
Hayatı cehenneme dönmüş eşin boşanma davası açmasında organ almış dahi olsa bir hukuksuzluk yoktur. Eşlerden biri evlilik süresince aile kurumu veya eşi için bir çok fedakarlık yapmışsa fedakarlığının karşılığını , evliliğin bitmesinde kusuru olmaması halinde boşanma davası sonucunda alır. Aldığı karşılık tatmin eder veya etmez ama mahkemece haklılığı karara bağlanır. ABD de yaşanan olay gibi sana verdiğim böbreğin karşılığı olarak bana milyonlarca dolar tazminat öde veya ver bana böbreğimi hukuken karşılık bulabilecek bir durum değildir. Doğal olarak bir organını eşine veren eşin evliliğin bitmesinde kusuru yoksa yada daha az kusurlu ise eksilen organın hayatına katacağı olumsuz durumlar, yaşayabileceği sağlık problemleri mahkemelerce dikkate alınabilir. Makul bir tazminata hükmedilebilir. Yapılan fedakarlığa mahkeme kayıtsız kalmaz.
Boşanma davası eğer çekişmeli şekilde sürdürülüyorsa YAŞAYAN BİLİR sözü bu davaya karşılık gelir. Zorlu mücadele gerektirir. Taraflar delillerini karşılıklı sunarak iddialarını ve savunmalarını gerçekleştirirler. Hakim tüm delilleri topladıktan sonra hüküm kurar. Her evlilik diğerlerinden farklıdır bu nedenle somut olaydaki vakıalara göre hüküm kurulur. Gelişmiş ülkelerin hukuk sistemlerinin hiç birinde vücut bütünlüğü bozmaya , organları almaya, uzuv eksiltmeye, kişinin bedeni yapısını bozmaya yönelik kararlar verilmez. Boşanma davaları arttıkça daha neler göreceğiz kim bilir? Fedakarlıklarınızın karşılığını aldığınız mutlu sağlıklı günler geçirmeniz dileğiyle esen kalın.